Kurban bayramının son günü ailece Ankara'ya gittik,tabiki 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Ulu önderin kabrini ziyaret etmeden olmazdı....., saat öğleden sonra 4 suları ve tandoğan meydanı mahşeri kalabalık yaklaşık olarak 1 saat sonra Ata'nın kabrine ulaşabildik,bunda kızım Aleyna'nın küçük olması kalabalığı aşmamıza engel oldu ama yinede çok güzel duyguyu onunla paylaştık. Bu ziyaretle ilgili video kaydımızı da alarak Atatürk Orman Çiftliğine gittik ve Hayvanat Bahçesi kapanmak üzere olduğundan Aleyna fazla mutlu olamadı.
Bir günün sonunda insanların dolup taşarak gerçekleştirdikleri ziyaret yavaş yavaş son bulmaya başlıyor.
Aleyna çok etkilenmiş olmalı ki hiç ayrılmak istemiyor.
Resim çektirmeye de bayılıyor.
Bazen insanlar duyduğuna,bazende kulaktan dolma ,bazende öylesine laf olsun diye yorum yapar ama ; Ben gördüm ki bu millet en iyisine ve de mükemmeli yapmaya ve yaşamaya muktedir olduğunu gösterdi.
Abisi ile anlaşamasa da ondan ayrı kalamıyor.zaman zaman sevgilerini pekiştiriyorlar.
Kurban Bayramının 2'ci günüydü arıların önündeki dikenli teli toplamak ve bazı bahçe işlerini yapmak için Recep ustadan faydalanmak gerekirdi vede öyle oldu, bir gözü arılarda acaba iğne yaparlarmı falan diye tedirginliğini görünce bende merak etme kış moduna geçtiler dışarıda fazla durmazlar dedim.
Aleynanın ata ve bayrak sevgisi yüzünden okunuyor,Ona dedim ki şu Ankara da hiç yeşillik veya orman yok her yer kıraç toprak kel toprak dedim o da öyle deme baba Ankara da Atatürk yatıyor diyerek savunmasını öyle bir yaptı ki Ankarayı sevmemek kesinlikle olmaz, Düşündümki İki cihan serveri Sevgili Peygamberimiz S.A.V)EFENDİMİZ'de Mekke-i Münevverede (Kabe toprakları) ne kadar çöl olsada biz oraları sevmek zorundayız. 
Atakanın duruşu dönsekmi dönmesekmi gibi gözüksede yarısı gün okul hayatı mecburen dönülecek.
